Error: Contact form not found.

Schedule a Visit

Nulla vehicula fermentum nulla, a lobortis nisl vestibulum vel. Phasellus eget velit at.

Call us:
1-800-123-4567

Send an email:
monica.wayne@example.com

Bağlanma Korkusunun Nedenleri

4 yıl önce · ·0 yorum

Bağlanma Korkusunun Nedenleri

Yetişkinliğimizde bağlanabilen kişiler olup olmamamız erken çocuk yaşantılarımızla ilgilidir; çoğunlukla da annemizle yaşadığımız ilişkiye ve yaşantılara bağlıdır. Beynimiz, bağlanma modelini nasıl kaydettiyse yetişkin yaşamımızda kurduğumuz yakın ilişkilerimizi de beynimizde kayıtlı bu örüntülere göre yaşarız. Bağlanma bizim için sıcaklık, güven ve korunma anlamına mı geliyor; yoksa yalnızlığı, terk edilmeyi, özgürlük kaybını ve kaygıyı mı çağrıştırıyor? Bu örüntü çoğunlukla yaşamın ilk 2-3 yılında oluşur ve sözsüz döneme denk gelir. Dil öncesi dönem olduğu için bu yaşantıları hatırlayamayız, ancak bu örüntüler bilinçdışımızdan ilişkilerimizi ve yaşantılarımızı yönetirler. O dönemin anıları zihnimizde olmasa da duygularımızda ve bedenimizde kayıtlıdır.

İlk iki yaş döneminde annenin (temel bakım veren kişi) bebeğe yaklaşımı ve ilişki tarzı, tüm yetişkin romantik ilişkilerinin temelidir diyebiliriz. Çocuğun anneyle bağ kurabilmesi için annenin çocuğunun gereksinimlerini hissedebilmesi ve bunları karşılayabilmesi gerekir. Sadece fiziksel ihtiyaçların karşılanması yeterli değildir, çocuğun duygusal ihtiyaçlarının karşılanması da çok önemlidir. Buna ek olarak annenin yeterli ilgisinin yanında çocuğa, ihtiyaç duyduğunda, yeterli alan tanınması da çok elzemdir. İhtiyaç duyduğu anlarda annesinin yanında olduğunu, yalnız kalmak istediğinde ise annenin kendine alan tanıması ve rahat bırakması, ancak annenin yine de orada olduğunu bilmesi sonucu çocuk annesine güvenebileceğini deneyimler. Çocuk, koşulsuz kabul ve güven duygusunu bedeninde hisseder ve bunu bedenine kaydeder. Bağlanma sevgi ile değil güvenle ilgili bir meseledir.

Anneyle çocuk arasındaki bağ güvenli bir şekilde oluşmuşsa çocuk diğer odada olan annesini göremese bile onu içsel olarak hisseder ve tamdır. Yetişkin bir birey olduğunda bu sıcaklık duygusunu sevdikleri için hisseder. Bu bağın gerçekleşmediği çocuklar yetişkin olduklarında bu tamlığı çoğu zaman hissedemezler.

Yaşamın ilk 2-3 yılının bağlanma olgusuyla ilgili kritik bir önemi olsa da sonraki yıllarda da değişim olumlu ya da olumsuz olarak devam etmektedir. En belirleyici kriter, anne ve babanın çocuğa yönelik davranışlarıdır. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında anne ve babanın yoğun ve boğucu ilgisi, sınırlayıcı tutumlar, çocuğun yaşına uygun olmayan yaklaşımlar ve boğucu bir yakınlık gören çocuklarda, erişkinlik dönemde yakınlık ve bağlanma korkusu görülme olasılığı yüksektir. Bunun dışında, olumsuz yaşam olayları, erken yaşta yaşanan kayıplar, istismar, ihmaller de bağlanma örüntüsünü etkiler ve güvensiz bağlanmaya neden olur. Hatta bazı ruhsal hastalıklara temel oluşturur. Örneğin, annenin uzun bir süre sağlık sorunları nedeniyle hastanede yatmasının gerekmesi ya da aile büyüklerinden birine bakım vermesinin gerekmesi durumlarında da bağlanma yapısı bozulabilir. Sorasında bazen durum telafi edilebilir, bazı durumlarda ise telafi edilemez. Çocuğun ilk iki yaşında çok fazla bakıcı değiştirmesi de sebeplerden biridir. Bağlanma figürünün sürekli değişimi güvensiz bağlanmaya neden olur. Ekonomik zorluklar nedeniyle annenin çalışmak zorunda kalması da bir neden olabilir. Duygusal ihtiyaçların karşılanması, çocuğa sadece ilgi göstermekle ilgili değildir; çocuğun ihtiyacı olan alanı tanıyarak çocuğun var olan özgürlük ihtiyacının karşılanması ve kendi kararlarını alabilmesinin desteklenmesi de çocuğun duygusal bir ihtiyacıdır. Ancak, bazı anne babalar çocuğun bu ihtiyacını fark etmezler, görmek istemezler ya da kendileri çocuğun ihtiyaç duyduğu bağımsızlık duygusuyla baş edemedikleri için çocuğa ihtiyacı olan bu bağımsızlık alanını tanımazlar. Bu çocuklar, kendilerini kapana kısılmış hissederler ve ilerde yakın ilişkilerinde partnerlerinden gelen herhangi bir talepte ve partnerleriyle olan yakınlıkları arttığında kapana kısılmışlık, sıkışmışlık ve boğulma duygusu tetiklenir ve tüm bu duygular da kaygıya neden olur. Bunlar sonucunda yakın ilişkilerden gelen taleplere iki türlü tavır sergilenir; gelen taleplere boyun eğmek ancak bir taraftan da bu durum öfkeye neden olduğu için pasif agresif bir tavır sergilemek… Boyun eğmek dışında ikinci seçenek ise tüm taleplere karşı çıkarak ilişkiden kaçmaktır.

Tüm bunlar dışında; anne çocuğun doğduğu dönemde depresyonda olabilir ya da bir kaybı nedeniyle yas sürecinde olabilir ya da aşırı meşgul olabilir. Eşiyle sorunu olabilir. Anne, aşırı kaygılı olabilir, kendi kaygısından çocuğun kaygısını yatıştıramayabilir. Anne, kendini yatıştırma becerisine sahip olmayabilir; bu nedenle ne kendini ne de bebeği yatıştırabilir. Muhtemelen, kendi bebekliğinde de annesi tarafından yatıştırılmamış olabilir.

İki yaşına kadar her şey normal gelişse de bireyin sonraki yaşamındaki travmatik deneyimleri, önceki romantik ilişkide yaşanan boğucu travmatik deneyimler nedeniyle de kişilerde yakınlık korkusu ve bağlanma sorunları görülebilir. Bazen de çocuğun mizacıyla ilgili durumlar bağlanmanın oluşmasını engelleyebilir. Çok ağlayan bir çocuk bazen annenin çaresiz hissetmesine, ne yapacağını bilememesine ve çocuğu yatıştıramamasına neden olabilir. Ayrıca,  araştırmalar, çocukların farklı yakınlık ve uzaklık eğilimleriyle dünyaya geldiğini göstermektedir. Anneleri duyarlı olduğu halde anneye bağlanamayan çocuklar da vardır.

İyi haber; yaşam şartları düzeldiğinde aileler bu durumları dengeleyebilirler ya da yetişkinlik döneminde sağlıklı yakın ilişkiler ya da psikoterapi ile bağlanma örüntülerimiz değişebilmektedir, ancak uzun zaman gerektirir. Bazı durumlarda tam değişmese bile uç noktalar törpülenebilir.

Değişebilmek ve ilişki örüntüsünü değiştirmek mümkündür.

Bağlanma korkusunun sonuçlarını, bağlanma korkusuyla baş edebilmeyi ve bağlanma korkusu olan partnerlere önerileri okumak için tıklayınız.

Kaynaklar

Stahl, Stefanie. Bağlanma Korkusu. Kuraldışı Yayınları. 2016.

Levine, Amir – Heller, Rachel. Bağlanma. Aşkı Bulmanın ve Korumanın Yolları. Agante Kitap. 2018

Pines, Ayala Malach. Aşık Olmak. Sevgililerimizi Neye Göre Seçeriz? İletişim Yayınları. 2015.

Etiketler: , , , , , Kategoriler: Bağlanma

error: İçerik Korunuyor!